Doğal Güzellikler 30 Ekim 2022, 22:39
Üç harman köyünde bulunan Divle Obruğu, merak edilen bir başka yerlerden biri olma
özelliğine sahip. Obruk, köyün güney tarafında bulunuyor. Dağın içinde boşluk olmayı başarıyor.
Dağın derinliğinde olan Obruk yaklaşık olarak 36 metre içerisinde bulunuyor. Divle Obruğunun
en önemli özelliğinden birisi yazları donacak kadar çok soğuk olurken kışları ise burası ılık olma
özelliği taşır. Genelde Ayrancı ilçesinde yaşayan köylülerin çoğu burayı soğutucu olarak
kullanır. Ülkemizde bulunan ve en güzel peynir çeşidi olarak bilinen Divle Peyniri, buraya
getirilerek muhafaza edilmektedir. Peynir, burada imal edildikten sonra ise Türkiye’nin hemen
hemen her bir noktasına sorunsuz şekilde gönderilir.
Yavuz Sultan Selim tarafından gerçekleştirilen Çaldıran (1514) ve Mercidabık ve Ridaniye seferlerinde (1516/1517) İstanbul'dan hareket eden Osmanlı orduları; Gebze, İznik, Eskişehir, Bolvadin, Akşehir, Konya, Karaman, Ayrancı, Ereğli menzilini (savaş yolu ve yollar üzerindeki konaklama yerleri) takip ede rek buradan Doğuya ve Güneye yönelirlerdi.
Ayran Dede ve Ziya Efendi efsaneleri, Yavuz Devri Savaşlarına izafe edilmektedir.
Ayrancı ve çevre halkının hafızasında yer alan Ziya Efendi Efsanesi şöyledir. Yavuz Sultan Selim Orduları ile sefere giderken Ayrancı menzilinden de geçmek zorundadır.
'Ordularıyla bugünkü İstasyon ve Hüyükburun Köyü çevresine gelen Yavuz Selim, o yıllarda bol suyu olan ve coşarak akan Divle Suyu ile karşılaşır. Suyu geçmek güçtür. Görevliler geçiş
yeri ararken köprü ile karşılaşırlar. Hazine bulmuşçasına durumu Yavuz Selime bildirirler. Adamlarını Ziya Efendiye gönderen Yavuz Selim, ordusunun bu köprüden geçmesi için izin ister. (Ordunun oradan geçmesi demek aynı zamanda ekili arazilerin talan edilmesi anlamını da taşır.) Ziya Efendi Bu isteği geri çevirir. Durum Yavuz Sultan Selim'e iletildiğinde hiddetlenen Selim, 'Geçme namert köprüsünden, seller alırsa alsın beni' der ve askerin akarsuya dalarak geçmesini emreder. On binlerce kişiden oluşan ordu suyu geçmeyi başarır. Ancak iki kişi suda boğularak hayatını kaybeder. Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra ölenlerin Osmanlı ordusu içerisinde bulunan iki casus olduğu ortaya çıkar. Bu durumda
Yavuz Selim, Ziya Efendi'yi huzuruna çağırtır. Orduyu neden sudan geçirtmediğini sorar. Ziya Efendi ise ölen iki casus nedeniyle izin vermediğini söyler ve Padişaha bir de kıymetli ibrik armağan eder. İbrik Yavuz'un otağına getirilir. Bu ibrikle abdest almak isteyen
Yavuz'un, ibrik üzerindeki yazılar dikkatini çeker ve okur. Aynen şu ifadeler yer almaktadır:
'Akşamki aşını sonraya bırak, aş olur. Akşamki işini sonraya bırakma, iş olur.' Bunun üzerine, Ziya Efendi'nin bir Evliya olduğunu anlayan Yavuz Selim, Ziya Efendi'nin evine giderek ziyaret eder. O'na teşekkür edip armağanlar sunar. Fazla zaman kaybetmeden Ziya Efendi'nin duasını da alarak yoluna devam eder.'